Recaizade Mahmud Ekrem - Araba Sevdası

Recaizade Mahmud Ekrem-Araba Sevdası


Merhaba arkadaşlar,

Yakın bir zamanda okumuş olduğum bu kitaba blogumda yer vermek istedim. Recaizade Mahmud Ekrem’in Araba Sevdası romanı.

Öncelikle isminden olsa gerek Araba Sevdası deyince gösterişli ve şık bir araba bekliyor insan(hala gülüyorum buna).

Fayton efendim, fayton...


Ben kitabı sevdim. Klasik okumayı seven, eski dönemleri fazlasıyla merak eden, sıkıntıdan patlasa da Osmanlıca’ya boğulmuş kitapları anlamaya çabalayan ve bu çabasından büyük keyif duyan bir insanım.

Çoğu kimseye sıkıcı gelebileceği kanaatindeyim. Kitap“ilk realist roman” olma özelliğini taşıyor. Çok sayıda Fransızca kelimeye yer verilmiş, anlamak çok kolay değil. Sade bir dili yok romanın. Velev ki döneme ışık tutan bir kitap olduğu düşüncesindeyim.

Tanzimat dönemini, aynı zamanda bitmek tükenmek bilmeyen Fransız hayranlığını, Avrupalıların ne kadar da üstün meziyetli insanlar(!) olduğunu öve öve bitiremeyen, mirasyedi bir baş karakter karşımıza çıkıyor.

İster istemez çok sinirlendiğim anlar oldu romanda ama tarihe de bakacak olursak Jön Türklere ve çocuklarına ağır eleştirilerde bulunuluyor. Dönemin gerçeklerine ayna tutan Recaizade Mahmut Ekrem, belki kendisi ile ilgili bir öz eleştiri de yapıyor.


Konusuna gelecek olursak;

Bihruz Bey yarım yamalak öğrenim görmüş, Fransız hayranı, aklı pek havada bir gençtir. Babası ölünce, tüm miras hoppa gencimize kalır. Tüm gün pek zarif arabasıyla gezinti yerlerinde dolaşır.Bir gün yine faytonuyla Çamlıca'da dolaşırken, çok güzel sarışın bir kıza rastlar, aşık olur. O günden sonra da kızı bir daha görmez. Onu çok yüksek bir aileden zanneder. Daha sonra ahbabı Keşfi Bey kızın öldüğünü ve bir ablası olduğu yalanını uydurur. Bihruz Bey günlerce ağlar ve uzun zaman sonra kıza rastlar, ablası zanneder ve baş sağlığı dileklerini iletir. Hakikat o gün ortaya çıkar. Sarışın kız zengin değildir aynı zamanda ablası da yoktur. Bihruz Bey derin üzüntüyle oradan ayrılır.

Recaizade Mahmud Ekrem-Araba Sevdası


Recaizade Mahmud Ekrem Hakkında;

Tanzimat ikinci dönem sanatçılarından Recaizade Mahmut Ekrem; şiir, roman, tiyatro, hikaye ve eleştiri türünde eserler vermiş, dönemin genç kuşaklarına örnek olmuş bir sanatçıdır. Döneminde "üstad" olarak tanınır. Tevfik Fikret'in akıl hocasıdır. Şiirleri sanat bakımından pek güçlü olmayan sanatçı, sanat için sanat ilkesiyle yazmıştır. Güzel olan her şeyin şiir olabileceği fikrinin savunucusudur.  Düzyazı alanındaki en önemli eseri, edebiyatımızın Batılı anlamdaki ilk realist romanı sayılan Araba Sevdası'dır. Bu eserde, yanlış ve bilinçsizce Batıyı takip etmeye çalışan Bihruz Beyin ne hallere düştüğü anlatılır. Realist çizgilerle ve ince bir mizahla bilinçsiz şekilde Batılı olmaya çalışan insanlar bu eserde göz önüne serilir.  Şiirlerinde romantizmin, tiyatrolarında klasisizmin etkileri,roman ve öykülerinde realizmin etkisi görülür.


Sevgilerimle...


43 comments

  1. Ilk realist Türk Romanı Lise 2 deyken okumuştum.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim daha 1 ay olmadı okuyalı. Blogumda paylaşıyım dedim :)

      Sil
  2. Kitabın ve yazarın adından dolayı hep sempati duyduğum ancak henüz okuyamadığım bir kitap :)
    Ben de seveceğim gibi duruyor :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende de öyle bir etki yapıyor. İsminden mi dersin :)
      Çok okumak istiyordum, kısmet olmamıştı.
      Dönemin güzel bir eleştirisini yapıyor :)

      Sil
  3. Yıllar yıllar önce inanılmaz severek okumuştum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hafızanı tazeledin o halde. İnsan eskiyi özlüyor değil mi, bende yıllar öncesinde yazılmış bir kitabı okumaktan dolayı mutluluk duydum. Kitapların böyle inanılmaz bir etkisi oluyor :)
      Boşuna dememişler, söz uçar yazı kalır diye :)

      Sil
  4. Lise zamanı edebiyat öğretmenimiz hepsinin özetlerini verir herkesin ayrı kitap da okumasını isterdi onuda kendi seçer sonra sınıfta sözlü yapardı onun sayesinde sınıfta edebiyat aşkı oldu ve herkes herseyi bilir oldu emeği büyüktür üzerimizde anmadan geçemedim :))
    Kitaba gelecek olursak güzel bir kitap ağır olsada çok iclenmistik zamanında :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok fazla Fransızca kelimeye rastlıyoruz romanda ama o dönemi çok güzel anlattığına inanıyorum bende :)
      Böyle öğretmenlerimiz çoğalır İnşallah, gençlerimiz fantastik kitapta okusun ama o zamanlara ayna tutan bu romanlara da değer versin istiyorum :)

      Sil
    2. Dönem romanları okuduktan sonra kendini daha fazla geliştirdiğine ve değer kattığına inanıyorum ben :)
      Şöyle mutlaka oku dediğin bir kitap varsa da önermeni bekliyorum sıkı kitap okuyucusuyumdur aslında ama en son üniversite 1. sınıfta yaz döneminde okumuştum malesef ondan sonra elime aldığımı hatırlamıyorum alsamda bitmemiştir :(

      Sil
    3. Ben Sabahattin Ali çok severim. Kürk Mantolu Madonna haricinde İçimizdeki Şeytan'da çok güzel bir kitaptı. Şuan elimde Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf kitabı var.

      Bir Sabahattin Ali hayranı olarak tavsiye ederim bu kitaplarını.
      Ama bu tarz Batı eleştirisi istersen eğer Felatun Bey ve Rakım Efendi bir de Fatih Harbiye'yi öneririm :)

      Umarım yardımcı olabilmişimdir :)

      Sil
    4. İçimizdeki şeytan dışında okudum hepsini onu okuyabilirim :)) teşekkür ederim

      Sil
  5. Merhaba,

    Bir yere takıldım: "Fayton" gösterişli ve şık bir araba değil midir? Kaç "beygir gücü"nde olduğunu bir bakışta anlayabilirsiniz. Atın asil bir hayvan olduğu pek çok kişi tarafından kabul edilir. Tekerlekli bir taşıttasınız ve yolda ilerliyorsunuz, gelen geçen herkes asil atınızın çektiği arabanıza bakacak. Günümüz koşullarında düşünürsek hayli dikkat çekici. Üstelik "açık" olma özelliği iyidir. Havayı derin derin içinize çekebilirsiniz. Seyredilenle seyreden gözün arasına "cam" gibi yapay bir malzeme girmez. Sırf bu özelliği bile "gösteriş" olarak algılanabilir. Mesela zor şartlara göre kendini değiştirmeyen, olduğu gibi duran bir araba. Yani cesur da bir yanı var. (Yazmaya devam ettikçe faytona binesim geldi, burada kesiyorum :)

    Renkli günler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok o anlamda yazmadım zaten :) Benim aklım araba deyince Mercedes'e filan gitti -malum günümüz koşulları- ondan dolayı arabayla kastedilenin fayton olduğunu öğrenince kendi algıma güldüm :)
      Kesinlikle at o zamanlarında, bu zamanların da en değerli, en kıymetli, en asıl hayvanı olduğuna inanıyorum bende :)

      Size de renkli günler dilerim :)

      Sil
  6. Ah ah edebiyat derslerinde az mı işledik, az mı kızmadık ne vardı da bu kadar kitap yazdın bizi ezberletmeye mecbur bıraktın diye? :D
    Şaka bir yana edebiyatımız için büyük bir kazanç. Güzel olmuş adaşım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın adaşcım, o dönemi çok iyi anlatmış. Kitabın çoğu sayfasında Türkçeden çok Fransızca sözcükler kullanılmış :)
      İyi bir kitaptı :)

      Sil
  7. Lisede okutmuştu hocamız. Ben en çok intibahı sevmiştim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak İntibah ile Cezmi hep aklımda ama kısmet olmadı okuyamadım daha. Bu yorumun üzerine bir bakayım o zaman :)

      Sil
  8. Çok güzel değil mi,alıştığımız gibi açık ve anlaşılır değil ama eskinin nasıl olduğunu çok hoş anlatıyor ,gözüne sağlık kuklamu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın Sevda Ablacım, insan bugün de pek bir şey bulamayınca eskiyi merak ediyor. İşte o zaman diyorum İyi ki bu kitaplar var :)

      Sil
  9. okudum ben deee sevmiştim işteeee.

    YanıtlaSil
  10. ahhh lise zamanım hocamız mutlaka klasikleri okuttururdu. İntibah, Aşkı Memnu, Sergüzeşt ve birçoğunu okumuşdum. Yorumunu çok güzel yapmışsın ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Gözdecan. İyi ki de lisede okutmuşlar. Normalde okuyacağımız yokmuş hihi :)

      Sil
  11. Tasfir-i Efkar denilince aklıma gelen tek isimdir Recaizade. Günümüzün edebiyat ders kitaplarının temelini atmış, Zemzeme şiir kitaplarına bayıldığım sanatçı... Çok teşekkürler bu yazı için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim, bilgi dolu yorumun için :)

      Sil
  12. Hep ismini duyduğum bir kitap fakat okumadım. Zaten hayatımda bir iki roman okumuşluğum var. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olsun :) Demek sizde roman okumayı pek sevmiyorsunuz :)

      Sil
    2. Evet. Hayat roman okuyacak kadar uzun değil benim için. :)

      Sil
  13. Bu sene türk edebiyatı yazarken bu kitaptan alıntılara rastladım ve çok hoşuma gitti. Kitabını bir ara elime alıp baştan sona okumak istiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oku canım oku. Döneme güzel bir eleştiri :)
      Benim de kitapta gözüme ilişen bir cümle şuydu: "Kulda kusur çok olur, affeder efendisi" ne kadar da doğru bir söz :)

      Sil
  14. Yazarken değil, çalışırken :) Aslında başta zorla çalışıyordum ama sonra böyle güzel kitaplardan alıntılara rastladıkça Türk edebiyatı okumayı daha bir sevmiştim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türk Edebiyatının klasikleri gerçekten çok güzel. Bende okumayı çok seviyorum :)

      Sil
  15. Ben de çok sevmiştim :) Edebiyat dersinin vazgeçilmez sorularındandı kendisi :)

    YanıtlaSil
  16. Ödev maksatlı okutulduğu için sevememiştim ama ileri ki yıllarda yeniden okumayı düşünüyorum ^^ Ellerine sağlık ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oku mutlaka. Zorundalıkla okumak hoş olmuyor muhakkak :)

      Sil
  17. Araba Sevdası'nın ince versiyonunu okumuştum, tekrar okumam gereken bir eser. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet eskiyi anlamak açısından gerçekten başarılı bir eser :)

      Sil
  18. Lisede, edebiyat dersi için okuduğum bir eserdi ve edebiyata ilgili herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Okurken ben de çok sinirlenmiştim ama kimi yerlerde güldüğümü de hatırlıyorum. Dönem güzel anlatılmıştı dediğin gibi. Paylaşımın için teşekkürlerr ^,^

    YanıtlaSil
  19. Benim de tek bildiğim ilk realist Türk romanı olmasıydı hafiften merak ediyordum bu nasıl bi sevdadır diye. Beni kitabı alıp okuma zahmetinden kurdardı valla yazdıkların:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahah iyi o vakit. Merakını hafiflettim demek. Bu iyi bir şey :)

      Sil

Fikirlerinizi önemsiyorum,
Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın :)