Bir Kadın Düşmanı(Çirkinin Romanı) / Reşat Nuri GÜNTEKİN
Okunacak listemde adı geçmeyen bu kitabın varlığından bile haberdar
olmadığımı, sevdiğim bir takipçimin önerisi üzerine okumaya karar kıldığımı
söylemekle yazıma başlıyorum.
Kitap mektuplaşmalar şeklinde yazılmış 2 kısımdan oluşuyor.
Osmanlıca birçok sözcüğe yer verildiği içinde kitabın arkasında sözlük kısmı
yer alıyor.
Kitapta iki ana karakterimiz var;
Biri erkekler tarafından beğenilmeyi iş bilen, işgüzar, dünya
lezzetlerine tabi olmuş Sara Hanım. Diğeri ise dış görünüşce pek çirkin olan,
“Bu kadar çirkin bir yüze, çirkince de bir ruh yakışır” diyerek çevresindeki
kadınlara kaba davranan, bunun sonucunda da “kadın düşmanı” olarak
nitelendirilen Homongolos lakaplı Ziya Bey.
Sara Hanım diğer hanımlarla bir iddiaya tutuşur. Bu iddiaya göre
Sara Hanım, “kadın düşmanı” olarak bilinen Homongolos’u kendine aşık edip
dizginleri eline alacak, kadınların itibarını lekeleyen bu hadsiz mahluka
haddini bildirmeyi amaç edinecektir.
Kitabın ilk kısmında Sara Hanım’ın Nermin isimli bir arkadaşına
yazdığı mektuplara yer veriliyor.
İkinci kısımda ise Homongolos yani Ziya Bey’in vefat etmiş
arkadaşına yazdığı mektuplara yer veriliyor. Yüreğe en çok dokunan kısım bu
kısım aslında. Homongolos’un içinde kopan fırtınaları ve hadsiz tavırlarının açıklamalarını
onun satırlarından okuyoruz.
Kitabın son kısımlarından çok etkilendiğimi söylemem gerekir. Sara
Hanım’ı ne kadar sevmediysem, Ziya Bey’i o kadar sevdim. Dış görünüşe bakarak insanları
yargılamanın ne kadar kaba bir davranış olduğunu, biz okuyuculara hatırlatan
bir kitap oldu.
Dış görünüşüyle barışık olmayan ve bu nedenle çeşitli çevreler
tarafından hayatının her döneminde horlanan bir adamın, sevme kabiliyetinin
köreldiğini okumak ve hissetmek bende derin izler bıraktı. Çünkü evren sevgi temelli
kurulmuşken, bu duygudan yoksun olan kişi en büyük imtihandadır diye
düşünüyorum.
“Sevdiğin insan tarafından reddedilmenin bile ne kadar önemli bir
duygu olduğunu hissettim.”
Nerden çıktı bu derseniz;
Romanda karakterimiz o kadar sevgiden yoksun büyümüş ki
sevginin hiçbir türünde başarılı olamayacağını ve o duyguya onun sularında
rastlanmayacağını düşünüyor. Bu yüzden sevgi sularında yüzmeye cesaret
edemiyor.
Ama reddedilen insan öyle mi?
Reddedilmiş insan bir bakıma o sularda yüzmeye çalışıyor, en
önemlisi deniyor demektir.
Reddedilmiş bir insan sevgi sularında boğulmayı göze almış,
sevgiyi tatmış, cesur bir insan demektir. Bu onu kaybeden yapmaz...
Çirkin, ruhsuz, kalpsiz, patavatsız, hodbin ve hiçbir zaman bir
kadını sevmeye layık olmadığını düşünen bir adamın hazin hikayesi.
Tavsiye ederim efendim.
Sevgilerimle...
16 comments
Çok ilginç bir kitapmış, okuma listeme ekledim henen :)
YanıtlaSilEvet ilginçti gerçekten :)
SilLisedeki edebiyat derslerimizden hatırlıyorum kitabı, hatta adı dolayısıyla çok merak etmiştim. Yine de benim de okuma listemde yer almıyordu, şimdiye dek. Çok güzel anlatmışsın kitabı, okuyacağım mutlaka. Zaten konu da tam benlik :D
YanıtlaSilBen kitabın adına tesadüf ettiğimi bile hatırlamıyorum. Çok teşekkür ederim canım.
SilOku bakalım, yorumlarını bekliyorum o halde :)
Garip bende asla sevilmeyeceğimi düşünürüm. Çalıkuşundan sonra bir Reşat Nuri Güntekin kitabını daha seveceğim sanırım.
YanıtlaSilÖyle düşünmemelisin.
SilYaşıyorsak hala umut var demektir. Belki de Allah halka halka diziyordur hakkında hayırlı olanı..
Bilemezsin ki.
Oku ama umutla oku :)
Sevgilerle canım :)
Reşat Nuri Güntekin'in en sevdiğim kitaplarındandır. Gerçekten çarpar insanı. Beni de çarpmıştı :) Senin güzel satırlarınla anımsamak çok iyi oldu. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilBu güzel yorumun için asıl benim teşekkür etmem gerek :)
Silbir insanın görünümü, asla içini yansıtmaz. bu durum hayatımın çoğu anında karşıma çıkmıştı.
YanıtlaSilhatta anaokulda dahi, sadece kilosu sebebiyle dışlanıp çoğu kişiden hoşnut olmayan sözler işiten arkadaşım vardı.
Reşat Nuri'nin bu kitabını okuma fırsatım olmadı. yazınla birlikte sayende tanıştım.
güzel bir konuyu dile almış. eminim dili de diğer eserleri gibi hayranlık bırakıcı, ayrı bir iz oluşturur.
teşekkürler Kukla. ^^
bu arada fotoğrafı da ayrı sevdim. deniz ve yeşilin arasında sararmış otları görünce aklıma tükenmek üzere olan yaz mevsimi geldi. doğrusu bizim burada da öyle dingin bir hava olmasını arzu ederdim. fakat, resmen kaynadığından, yeşilin artık terk etmeye başladığı tonları göremiyorum. sanki daha yazın başlarını yaşıyor gibiyim. tek bu sebeple evden dışarı adımımı attığım söylenemez. :/
Hoşgeldin Riv.
SilUzun zamandır görüşmemiştik. Yorumunu görünce çok mutlu olduğumu dile getirmem gerek :)
Kitap çok güzel ve ilginç bir konuyu ele alıyordu ve tabii Reşat Nuri'nin eşsiz kalemiyle birleşince sonuçta güzel olmuş.
Ah seni çok iyi anlıyorum. Yazı ve kavurucu sıcakları sevdiğim söylenemez. Kısacık bir tatil sürecinde çekmiştim fotoyu. Tatilin bitmesine sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum.
Yaz bitsin, tatil bitmesin istiyorum.
Öpüyorum Riv.
Sevgilerimle :)
Reşat Nuri Gültekin'in bu eserini bilmiyordum.Teşekkürler :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim o zaman :)
SilÇokkk mutlu oldum yazını görünce :) Hiç bu kadar çabuk okuyacağını düşünmemiştim, teşekkür ederim listende bile olmamasına rağmen hemen okuduğun için. Yazınla birlikte kitap ait olduğu değeri bulmuş gibi. Yine fazla uzun olmayan bir yazıyla öz olarak her şeyi çok güzel özetlemişsin. Kalemine sağlık :) 💕
YanıtlaSilAslında bende bu kadar çabuk okuduğuma şaşırdım. Biraz Reşat Nuri okumaya ihtiyacım varmış ama zira kitap ilaç gibi geldi.
SilBu güzel kitabı tavsiye ettiğin için ayrıca çok çok teşekkür etmek isterim :)
Yine beni yorumlarınla mutlu ettin.
Kalemin daim, bahtın açık olsun İnşallah :)
Sevgilerimle :) 💕
Güzel anlatımın için teşekkürler Efendim :)....Sevgiler
YanıtlaSilBenden de canım...
SilTeşekkür ederim :)
Fikirlerinizi önemsiyorum,
Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın :)