Selamün Aleyküm dostlar,
Birkaç haftadır rahatsızdım bu durumdan dolayı tek müsait olduğum zaman olan hafta sonlarını bile evde geçiriyordum ki bu hafta sonu işim olduğundan dolayı dışarıya çıkmak zorunda kalınca fırsattan istifade gezeyim dedim.
Hazine Bey ile Karaköy'de buluşma kararı aldık. Buluşma noktasına vardığımda Hazine Bey henüz gelmemişti ve öğlen ezanına çok az bir vakit kalmıştı. Yakınımdaki camilere navigasyondan baktığımda Arap Cami karşıma çıktı. Hırdavatçılar Çarşısı'nın arasında kaybolmuş bir camiydi burası. Ama gerçekten göz kamaştırıcı bir cami. Navigasyon olmasa burada kesinlikle bir cami olacağını düşünmezdim.
Arap Camii İstanbul'un ilk camisi ve İstanbul'da ezanın okunduğu ilk cami olmasıyla aslında çok önemli bir yere sahip. Peygamberimizin İstanbul'un fethi ile ilgili müjdesi üzerine dönemin Emevi komutanı Mesleme bin Abdülmelik İstanbul'un yolunu tutmuş. 7 yıl Galata'da kalmış ve Bizans Kalesi hariç Galata ve çevresini ele geçirmiş. Askerlerinin ve kendisinin ibadetlerini yapabilmeleri için Arap Camiyi inşa ettirmiş. Arap Cami ahşap bir cami olması ile bilinir, ilginçtir ki tahta kurularına rastlanmaz. Emeviler İstanbul'un fethinde başarılı olamayınca Galata ve çevresi Cenevizlilerin eline geçmiş. Cenevizliler ise bu güzelim camiyi kiliseye çevirmişler. İstanbul'un fethinden birkaç yıl sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yeniden camiye dönüştürülmüş.
Namazımı kıldıktan sonra bu güzel camiden ayrıldım. Hazine Beyin yanına gittim. Namazını kılmadığını söyledi ve birlikte Yeraltı Caminin yolunu tuttuk. Hazine Bey daha önce buraya annesi ile birlikte gelmiş ve çok beğenmiş. İlk olarak Camiyi gezdik. Yeraltı Cami gerçekten de yerin altında olan bir cami ve içinde türbeler mevcut. Türüne kolay kolay rastlanabilecek bir cami değil. Camiye girdiğiniz ilk andan itibaren bunu anlıyorsunuz. Bizanslılar zamanında zindan olarak kullanılmış. Kubbesi olmayan ve minaresi sonradan inşaa edilen bu caminin, cami olması da 259 yıl öncesine dayanıyormuş. Osmanlı zamanında belirli bir dönem su sarnıcı olarak kullanılmış. Dönemin bazı alimleri burada türbe olduğu rüyasını görünce I. Mahmut bu mekanı camiye çevirmiş.
Cami'nin içinde Vehb. bin. Hüşeyre, Amr. bin. As., Süfyan bin Üveyne'nin türbeleri mevcut.
Amr bin As, Hz Ebubekir zamanında yaşamış, Filistin'i ve Mısır'ı fethetmiş bir kumandandır.
Vehr bin Hüşeyre, ise Peygamberimizin fetih müjdesine nail olmak için İslam ordusuna katılan ama kuşatma esnasında şehit olan bir sahabedir.
Süfyan bin Uveyr ise Bizans döneminde esir olarak düşmüş, susuz bırakılmış ve dua ederek oturduğu yerden su çıkarmış bir sahabedir ve kabristanın baş ucunda bir su kuyusu vardır. Fıkıh ilmi ile İmam Şafi'ye ders vermiştir.
Çok güzel mekanlardı. Karaköy'e yolunuz düşerse, mutlaka uğramanızı tavsiye ederim.
Sevgilerimle...
Okur & Yazar. Doğayı, sağlıklı yiyecekleri ve iyi kahveyi sever. Küçük bir "merhaba" demek için gelmekten çekinmeyin.
2 comments
Öncelikle iyi olduğuna çok sevindim tekrar çok geçmiş olsun canım benim ..çok güzel camiler aklımda kalsın yolum düşerse mutlaka giderim 😊sevgiler
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim canım. Sağolasın :)
SilSevgiler :)
Fikirlerinizi önemsiyorum,
Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın :)