Yüksek Ökçeler Kitap Yorumu - Ömer Seyfettin - Okumak Güzeldir



Ömer Seyfettin bir olay hikayesi yazarıdır. Olay hikayesinde akıcı bir üslup kullanılır. Okuyucu da merak ve heyecan uyandırılır. Şüphesiz Ömer Seyfettin olay hikayesinin en önemli isimlerinden biridir.

İnkılap yayınevinden çıkan Yüksek Ökçeler kitabı;  22 hikayeden oluşmaktadır. Kitap, Yüksek Ökçeler hikayesiyle başlar. Biraz bu hikayeden bahsetmek istiyorum; Hatice Hanım 13 yaşında bir genç kızken, 66 yaşında biriyle zengin olduğu için evlenir. Aşk ona;  romatizma, balgam, pamuk, vantuz ve tentürdiyot yığınlarından yapılmış pis, asık suratlı, lanet bir heyula şeklinde görünür. Kocasının vefatından sonra büyük bir servete kavuşan Hatice Hanım, evinde bulunan hizmetlileriyle birlikte yaşamaktadır.

Hatice Hanım hayatta üç şeye çok önem verir ve hizmetinde bulunanlara da aynı şeyi öğütler:

1- Temizlik

2- Namus

3- Yüksek Ökçeler

Yüksek Ökçeler'ini önemsemesinin en önemli sebebi boyunun kısa olmasıdır. Evde sürekli yüksek ökçelerle dolaşır. Derken bir gün ökçeler yüzünden rahatsızlanır ve doktor yumuşak terlikler giymesini önerir. Yumuşak terliklere geçiş yaptıktan sonra hizmetinde bulunanların münasebetsiz tavırlarına şahit olur.  Çünkü çalışanlar Yüksek Ökçeler'in sesini duyunca kendilerine çeki düzen vermektedir. Bu durum üzerine Hatice Hanım; "Göz görmeyince gönül katlanır." düşüncesiyle sağlığı pahasına yüksek ökçelerini giymeye devam eder.

Bu hikaye gerçekten çok düşündürücü ve çok güzel bir hikayeydi. Keza kitaptaki birçok hikayede öyle. Hiçbiri yazılmak için yazılmamış, okuyucuyu okurken düşündürmeye itmiştir. Ama beni en çok gülümseten Ömer Seyfettin'in kendi hikayesini anlattığı Baharın Tesiri hikayesi olmuştur.  

Yazarın Ali Canip Yöntem'le bu kadar yakın olduğunu bu hikayeye kadar bilmiyordum.

Kitabı okuduktan sonra Ömer Seyfettin'in, neden olay hikayesi denilince ilk akla gelen isimlerden biri olduğunu anlıyorsunuz.  


Sevgilerimle, 

Kuklanız!

0 comments

Fikirlerinizi önemsiyorum,
Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın :)